Neden Türkiye?

Türkiye, iyi eğitimli ve rekabetçi iş gücü ile rakiplerine oranla üst sıralarda yer almaktadır. 2020 yılı itibariyle 200’ün üzerinde üniversiteden her yıl 1 milyona yakın lisans öğrencisi mezun olmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerine bakıldığında, iş gücündeki en yüksek büyüme Türkiye'de gerçekleşmiştir ve iş gücü verimliliği de her geçen gün artmaktadır.

Türkiye gerek sıfırdan yatırım yapmak isteyenler gerekse yatırımlarını genişletmeye yönelik projelerini devreye almak isteyenler için, düşük vergilerle maliyetlerde avantaj sağlayabilecekleri, son derece kapsamlı yatırım teşvik programları sunmaktadır. Otomotiv, enerji ve perakende sektörlerinde lider yüzlerce global şirket, ülkedeki rekabetçi Ar-Ge teşviklerinden faydalanabilmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin birçok bölgesinde bulunabilecek Serbest Bölgelerde (Free Zone) kurulan şirketler, pek çok vergiden muaf olabilmektedir.

Türkiye’nin yatırım mevzuatı, uluslararası standartlarla uyumluluğu ile doğrudan yabancı yatırımları teşvik edici ve yatırımcıların haklarını koruyucu niteliktedir. Çeşitli kanun ve uygulamalar ile tüm yatırımcılara eşit bir yatırım ortamı sunulmaktadır. COVID-19 pandemisinin etkisiyle 2020 yılında gerçekleşen doğrudan yabancı yatırımlarda düşüş görülse de geçtiğimiz 18 yıldaki verilere baktığımızda, Türkiye'deki uluslararası sermayeli şirketlerin sayısında yaklaşık 15 kat artış gerçekleşmiştir ve özellikle İstanbul, yabancı yatırımcılar için önemli bir cazibe merkezi hâline gelmiştir.

Üretimde yenilikçilik, büyümede sürdürülebilirlik, nitelikli iş gücü ve uluslararası pazarda iş birlikleri için yapılan reformlar sayesinde, geçtiğimiz 18 yıla kıyasla, şirket kurmak için gereken süre ortalaması 38 günden 6,5 güne kadar inmiştir.