Yapay Zekâ Çağında Siber Güvenlik: Kurumlar İçin Yeni Riskler ve Stratejik Yaklaşımlar

Giriş
Dijital dönüşümün hız kazandığı günümüzde yapay zekâ, kurumların iş süreçlerinde görünürlüğünü her geçen gün artırıyor; bu durum verimlilik açısından önemli fırsatlar sunarken siber tehdit ortamını daha karmaşık hâle getiriyor. Yapay zekâ teknolojileri yalnızca savunma araçları olarak değil, kötü niyetli aktörler tarafından saldırı vektörlerini hızlı, ölçeklenebilir ve hedef odaklı şekilde geliştirmek için de kullanılabiliyor.
Bu iki yönlü kullanım, siber güvenliği teknik tedbirlerin ötesine taşıyarak kurumların yönetişim, risk yönetimi ve veri koruma stratejileriyle bütünleşmiş kapsamlı bir güvenlik yaklaşımını zorunlu kılıyor. Bu yazıda, yapay zekâ çağında ortaya çıkan yeni siber risk dinamiklerini, Türkiye’deki yasal çerçeveyi ve uygulanabilir kurumsal stratejileri değerlendiriyoruz.
1. Yapay Zekâ Destekli Tehditler: Yeni Risk Dinamikleri
Yapay zekâ destekli saldırı teknikleri, siber tehditlerin niteliğini ve ölçeğini önemli ölçüde değiştiriyor. Özellikle kimlik temelli saldırılar, son yıllarda en hızlı artış gösteren tehdit türleri arasında yer alıyor. Yapay zekâ destekli araçlar, kimlik avı ve oltalama gibi saldırı yöntemlerini kişiselleştirerek daha inandırıcı hâle getiriyor; bu durum tespit ve önleme mekanizmalarının etkinliğini azaltabiliyor.
Buna ek olarak, polimorfik (biçim değiştiren) zararlı yazılımlar klasik antivirüs çözümlerini aşacak şekilde sürekli evrimleşiyor. Bu tür saldırılar, yalnızca imza tabanlı güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığını gösterirken davranışsal analiz ve adaptif öğrenme modellerinin önemini artırıyor. Yapay zekânın saldırı tarafında sağladığı bu esneklik ve hız, kurumların tehdit algılarını yeniden değerlendirmesini gerekli kılıyor.
2. Savunma Tarafında Yapay Zekâ: Tepkiselden Önleyici Yaklaşıma
Yapay zekâ, tehditlerin karmaşıklığını artırmakla birlikte savunma tarafında da güçlü imkânlar sunuyor. Geleneksel, olay sonrası müdahaleye dayalı güvenlik anlayışı yerini daha öngörücü ve önleyici modellere bırakıyor.
2.1. Anomali Tespiti
Güncel yapay zekâ temelli çözümler, geçmiş davranış örüntülerini öğrenerek olağandışı trafik veya erişim kalıplarını saniyeler içinde tespit edebiliyor. Bu yaklaşım, özellikle şifreli trafik gibi karmaşık ortamlarda güvenlik ekiplerinin görünürlüğünü artırıyor. Federated learning (veriyi merkezileştirmeden ortak model eğitimi) ve continuous learning gibi yöntemler ise gizliliği korurken tehdit analiz yetkinliklerinin geliştirilmesine katkı sağlıyor.
2.2. Otomatik Müdahale ve SOAR Sistemleri
Yapay zekâ destekli Security Orchestration, Automation and Response (SOAR) platformları, yalnızca tehditleri raporlamakla sınırlı kalmayarak otomatik aksiyonlar alınmasına olanak tanıyor. Risk skorlaması sayesinde yüksek öncelikli olaylara hızlı müdahale edilirken yanlış pozitiflerin azaltılması operasyonel verimliliği destekliyor.
2.3. Öngörücü Analiz ve Zero-Day Riskleri
Geçmiş saldırı verilerinden öğrenen yapay zekâ modelleri, henüz keşfedilmemiş zero-day açıklarına karşı öngörücü analizler ve “what-if” senaryoları geliştirebiliyor. Bu yaklaşım, siber güvenliği reaktif bir fonksiyon olmaktan çıkararak stratejik risk yönetiminin bir parçası hâline getiriyor.
2.4. İnsan Denetimi ve Açıklanabilir Yapay Zekâ
Otomasyon önemli avantajlar sunsa da insan uzmanlığının yerini tamamen alması mümkün değildir. Bu nedenle modern güvenlik mimarileri, açıklanabilir yapay zekâ (Explainable AI – XAI) ilkeleriyle desteklenerek insan denetimini sistemin merkezinde konumlandırıyor. Böylece karar alma süreçleri daha şeffaf hâle gelirken hatalı veya bağlamdan kopuk otomatik müdahalelerin önüne geçilebiliyor.
3. Türkiye’de Yasal ve Düzenleyici Çerçeve
3.1. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi
Türkiye’nin Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi kapsamında benimsenen Zero Trust yaklaşımı, hiçbir kullanıcıya veya cihaza varsayılan güven tanımayan bir güvenlik mimarisini esas alıyor. Her erişim talebinin sürekli doğrulanması ilkesine dayanan bu model, özellikle hibrit ve uzaktan çalışma düzenlerinin yaygınlaştığı ortamlarda kritik bir rol oynuyor.
3.2. KVKK ve Yapay Zekâ Tavsiyeleri
Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun yapay zekâya ilişkin rehberleri; insan denetimi, açıklanabilirlik, amaçla sınırlılık ve veri minimizasyonu ilkelerini öne çıkarıyor. Bu çerçeve, siber güvenliğin yalnızca teknik bir gereklilik değil, aynı zamanda etik ve hukuki bir sorumluluk alanı olduğunu vurguluyor.
4. Uygulanabilir Kurumsal Stratejiler
4.1. Risk Haritalaması ve Yapay Zekâ Tabanlı Denetim
Yapay zekâ destekli risk haritalaması, anomali tespiti ve davranış analizi yoluyla erken uyarı göstergelerinin belirlenmesini kolaylaştırıyor. Bu yaklaşım, karar vericilerin riskleri önceliklendirmesine ve kaynakları daha etkin kullanmasına yardımcı oluyor.
4.2. İnsan Odaklı Güvenlik Yaklaşımı
Kimlik temelli saldırıların büyük bölümü insan hatasından kaynaklandığı için farkındalık çalışmaları kritik önem taşıyor. Güvenlik eğitimlerinin yalnızca BT ekipleriyle sınırlı kalmayarak İK, hukuk ve finans gibi iş birimlerini de kapsaması, kurumsal dayanıklılığı artırıyor.
4.3. Veri Erişimi ve Koruma Politikaları
Veri erişim yetkilerinin asgari ayrıcalık ilkesine göre sınırlandırılması, uçtan uca şifreleme ve gerçek zamanlı izleme mekanizmalarıyla desteklenmesi hem siber güvenlik hem de KVKK uyumu açısından temel bir gereklilik hâline geliyor.
4.4. Kimlik ve Erişim Yönetimi
Çok faktörlü kimlik doğrulama ve düzenli kimlik denetimleri, yetkisiz erişim risklerini azaltırken kurum içi sistemlerin bütünlüğünü korumaya yardımcı oluyor.
4.5. Yapay Zekâ Yönetişimi ve Etik Denetim
Yapay zekâ sistemlerinin düzenli olarak önyargı, veri kayması ve adalet kriterleri açısından değerlendirilmesi; şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda güçlü bir yönetişim yapısının oluşturulmasını gerektiriyor.
4.6. İş Birliğine Dayalı Olay Müdahalesi
Olay müdahale planlarının yapay zekâ destekli simülasyonlar ve tatbikatlarla test edilmesi, gerçek saldırı senaryolarında kurumların hazırlık seviyesini artırıyor. Kamu otoriteleri ve iş ortaklarıyla kurulan koordinasyon mekanizmaları bu süreci destekliyor.
Sonuç
Yapay zekâ destekli teknolojilerin yaygınlaşması, siber güvenliği kurumlar açısından daha dinamik, öngörülmesi güç ve çok boyutlu bir alan hâline getiriyor. Bu yeni risk ortamı, siber güvenliği yalnızca teknik kontrollerle sınırlandırılan bir konu olmaktan çıkararak risk yönetimi, uyum yükümlülükleri ve stratejik karar alma süreçleriyle doğrudan ilişkili bir yönetişim başlığına dönüştürüyor. Bu nedenle yapay zekâ çağında siber güvenliğe, yalnızca gerçekleşen olaylara verilen tepkiler üzerinden değil; proaktif, sürdürülebilir ve kurumsal yapıyla bütünleşmiş bir yaklaşım çerçevesinde bakmak giderek daha büyük önem taşıyor.
Kaynakça
- IBM (2025). X-Force Threat Intelligence Index 2025. https://www.ibm.com/reports/threat-intelligence
- Falade, P. V. (2023). AI-based Voice and Text Impersonation Models. https://arxiv.org/abs/2310.05595
- ENISA (2024). ENISA Threat Landscape 2024. https://www.enisa.europa.eu/publications/enisa-threat-landscape-2024
- WEF (2025). Global Cybersecurity Outlook 2025. https://www.weforum.org/publications/global-cybersecurity-outlook-2025
- OECD (2024). Digital Security Risk Management. https://www.oecd.org/en/topics/digital-security-risk-management.html
- Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (2024). Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı 2024–2028. ulusal siber güvenlik stratejisi 2024–2028
- KVKK (2024). Yapay Zekâ Alanında Kişisel Verilerin Korunmasına Dair Tavsiyeler Rehberi. https://www.kvkk.gov.tr/SharedFolderServer/CMSFiles/25a1162f-0e61-4a43-98d0-3e7d057ac31a.pdf
Bilgilendirme Metni!