26 Kasım 2024
Çalışanın Rapor Hakkı: Sağlık Raporlarının Feshe Etkileri
Çalışma hayatında; uzaktan çalışma, hibrit çalışma ve esnek çalışma modelleri her geçen gün gelişmekte olsa da çalışanların işe devamlılığı ve verimlilik problemi sürekli olarak gündemde kalmaktadır. Bu kapsamda, çalışanların uzun dönemli olarak kesintisiz raporlu olması veya sık sık rapor alması, hem çalışan - işveren ilişkilerini hem de iş yerindeki genel verimliliği olumsuz etkileyebilir. Bu makalede, rapor almanın çalışma ilişkilerine olan etkileri; İş Hukuku, işveren yükümlülükleri ve çalışan hakları çerçevesinde ele alınmıştır.
1. Çalışan Hakları ve İşveren Yükümlülükleri
Çalışanın sağlık ve dinlenme hakkı Anayasal güvence altında olup, ayrıca 4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca sağlık nedeniyle rapor alma hakkı mevcuttur. Raporlu olmak, çalışanın mazeret izni kapsamında devamsızlık yapma durumu anlamına gelir. Çalışanların rapor süresiyle ilgili herhangi bir yasal kısıtlama bulunmamaktadır. Bununla birlikte, rapor süresinin uzaması veya sıklığının artması durumunda, bu durum iş görme edimini olumsuz etkiliyor ve iş yerinin normal işleyişini aksatıyorsa, 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işverenin, iş sözleşmesini geçerli nedenle veya haklı nedenle derhal fesih hakkı doğabilecektir.
Rapor süresi uzadıkça, raporun kim tarafından düzenleneceği değişmektedir. Bu süreç aşağıdaki şekilde özetlenmiştir:
Tek Hekim ve Sağlık Kurulu Tarafından Verilebilecek İstirahat Raporları
- Tek hekim tarafından bir defada en fazla 10 gün istirahat verilebilir.
- Kontrol muayenesi raporda belirtilmişse, toplam süre 20 günü geçmemek kaydıyla istirahat süresi uzatılabilir.
- 20 günü aşan istirahat raporları yalnızca sağlık kurulu tarafından düzenlenebilir.
- 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamındaki sigortalılara, tek hekim tarafından bir takvim yılı içinde ayaktan tedavilerde verilecek istirahat sürelerinin toplamı 40 günü geçemez.
- 40 günü aşan istirahat raporları mutlaka sağlık kurulları tarafından düzenlenmelidir.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen iş yeri hekimi bir seferde en fazla 2 gün istirahat verebilir.
2. Çalışanın Uzun Süreli Rapor Alması Nedeniyle İşveren Tarafından İş Sözleşmesinin Haklı Feshi
Haklı fesih, işverenin iş sözleşmesini derhal ve tazminatsız olarak sonlandırabileceği bir durumdur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/I-(b) fıkrasına göre; çalışanın hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi durumlarda aldığı rapor süresi, iş yerindeki çalışma süresine göre belirlenen ihbar süresine ek olarak altı haftayı aşarsa, işveren için iş sözleşmesini sağlık nedenleriyle bildirimsiz fesih hakkı doğar.
Örneğin, iş yerinde 3 yıl 8 aydır çalışan bir işçinin 8 hafta ihbar süresi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu çalışanın 14 hafta (8+6) rapor alması durumunda işverenin haklı fesih hakkı doğacaktır. Bu durumda çalışan, ihbar tazminatına hak kazanamayacak ancak çalışana kıdem tazminatı ödenmesi gerekecektir.
3. Çalışanın Sık Sık Rapor Alması Nedeniyle İş Sözleşmesinin Geçerli Nedenle Feshi
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi, işverenin iş sözleşmesini geçerli bir nedene dayanarak feshetme hakkını düzenlemektedir. Maddenin ilgili hükmü, “…işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır…” şeklindedir. İş Kanunu’nda, geçerli nedenler örneklerle belirtilmiş olup geçerli neden sayılmayacak durumlar da açıkça ifade edilmiştir.
Geçerli fesih, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından güçleştiği durumlarda uygulanan bir fesih türüdür. Bu kapsamda, çalışanın yeterliliği, davranışları veya işletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebin varlığı aranır. Çalışanın davranışları ve yeterliliğinden kaynaklanan geçerli sebepler; işin ve iş yerinin işleyişini olumsuz yönde etkileyen, iş ilişkisinin işverence sürdürülmesinin beklenemeyeceği hâller olarak tanımlanabilecektir. Geçerli nedenle fesih, haklı nedenle fesih kadar ağır durumları kapsamaz.
Çalışanın, ihbar süresi +6 haftayı aşmasa da sık sık rapor alması, iş akdinin geçerli nedenle feshedilmesine sebep olabilir. Bu durumda, işçinin rapor sayısı, raporların süresi ve iş yerindeki görevlerinin işleyişe etkisi dikkate alınarak, iş yerinde olumsuzluklara yol açıp açmadığı değerlendirilecektir.
Ancak, çalışanın sık sık rapor alması, iş yerinin düzenini olumsuz etkileyen ve iş ilişkisinin işveren açısından sürdürülemez hâle geldiği durumlarda geçerli fesih gündeme gelecektir. İşverenin, sık rapor almanın iş yerine olan olumsuz etkilerini ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Çalışanın aldığı raporların sayısı ve süreleri, yaptığı işin niteliği ve bu durumun iş verimliliğine etkisi gibi kriterler dikkate alınarak, sık rapor almanın iş yerinde olumsuzluklara neden olduğu ortaya konulmalıdır. Her somut olayın koşullarına göre bu değerlendirme farklılık gösterebilir.
Örneğin, nöbet usulüyle çalışan bir güvenlik görevlisinin sık rapor almasının işin işleyişine etkisi, bir tekstil atölyesinde 30 makinecinin çalıştığı bir ortamda bir makinecinin sık rapor almasının etkisinden farklı olacaktır. Bu nedenle fesih kararları, her somut olayın özel şartlarına göre değerlendirilmelidir.
Fesih kararının geçerli sayılması için, iş yerindeki olumsuzlukların hâlen devam ettiği makul bir süre içinde fesih gerçekleştirilmelidir. Raporlu olunan dönemlerin üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra yapılan fesih işlemleri, yargılama sonucunda geçersiz sayılabilir. Aynı şekilde, çalışanın savunması alındıktan uzun bir süre sonra aynı davranıştan kaynaklı olarak yapılan fesihler de geçersiz sayılabilir.
Çalışan, geçerli feshe karşı işe iade davası açma hakkına sahiptir. Yapılacak yargılama neticesinde fesih geçersiz sayılırsa, işe iade kararı ile çalışan, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarını talep edebilecektir. Sık sık rapor alınması nedeniyle fesih işlemleri, işverenin makul süre içinde, somut delillerle hareket etmesi gereken bir süreçtir ve hukuki riskleri önlemek için titizlikle ele alınmalıdır.
Sonuç
Sonuç olarak, sık sık rapor alma konusu, iş ilişkisini çok yönlü olarak etkileyen ve hem işveren hem de çalışan açısından hassas bir denge gerektiren bir konudur. İşverenler, iş yerinde sağlık ve güvenlik koşullarını iyileştirerek devamsızlıkları en aza indirmeye odaklanırken, çalışanların da işverenin beklentilerini karşılayarak ekip içindeki uyumu sürdürmesi önemlidir. Bu süreçte ortaya çıkabilecek sorunların çözümünde etkin bir iletişim ve iş birliği sağlanması kritik rol oynamaktadır. Sürecin fesihle sonuçlanması durumunda ise, hukuki süreçlerin dikkatle takip edilmesi ve yönetilmesi, ileride doğabilecek risklerin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Ek bilgiye ihtiyaç duymanız hâlinde bizimle iletişime geçiniz.
Bilgilendirme Metni!